Rahmin kas tabakasından kaynaklanan selim tümörlerdir. Her 4 kadından birinde görülebilmektedir. Değişik adlarla tanımlanırlar: Leiomyoma, fibromyoma , myoma, leiomyofibroma, fibroleiomyoma ve fibroid. En sık kullanılan terminoloji leiomyomadır. Nedeni bilinmemekle birlikte, siyah ırkta beyaz ırka göre yaklaşık 3-9 kat daha sık görülür. Nulliparlarda (doğum yapmamış) multiparlara (doğum yapmış) göre daha sık görülür. Obezite myom
riskini artırmaktadır. Günde 15’den fazla sigara kullanımı ve oral kontraseptifler koruyucu özellik göstermektedir. Adolesan dönemde nadir olarak görülür. Ailesel geçiş gösterebilir.
Myomlar genellikle tek veya birden fazla, düzgün sınırlı veya düzensiz, parçalı milimetrik tümöral oluşumlar olarak görülebileceği gibi, pelvisi dolduran aşırı büyüklükte de olabilir. Saplı veya sapsız olarak gelişebilirler. Rahim damarlarında myomun basısı sonucu venlerde genişleme meydana gelir. Genişlemiş damarlara sahip duvarı incelmiş bir myom kanama nedeni olarak karşımıza çıkar. Uterus hacminde artış, artmış olan kanlanma , sarkomatöz değişim (kötü huylu dönüşüm) veya endometrial polip, hiperplazi gibi ek patolojilerin varlığı kanamayı artırır.
Tanısı Nasıl Konur ?
Myomlar çoğunlukla hiçbir semptom yapmazlar. Başka sebeplerle yapılan ultrasonda tesadüfi olarak tanı konulur. En çok yaptığı semptomlar ise kanama ve ağrıdır. Nadiren barsak ve idrar torbasına baskı yaparak kabızlık veya idrar yapma ile ilgili şikayetlere yol açabilir. Ayrıca gebe kalmada sıkıntı yaşatabilir. Myom ile gebe kalanlarda tekrarlayan düşük, erken doğum, bebeğin makat gelmesi gibi pozisyon bozuklukları, basıya bağlı bebekte gelişim geriliği, sezaryen oranlarında artış ve doğum sonrası kanamalara yol açabilirler. Bu semptomların varlığında muayene ve ultrason ile tanı konulabilir.
Tedavisi Nedir ?
Tedavi hastanın yaşı, doğum sayısı, myomun büyüklüğü, lokalizasyonu, fertilite arzusu ve semptomların şiddeti ve hastanın genel durumuna göre planlanmalıdır. Küçük asemptomatik ise 3-6 ay arayla muayene ile kontrol etmek yeterlidir. Kansızlığa yol açan myomlarda öncelikle hastanın genel durumu düzeltilmelidir. Ağızdan demir preparatları gerekirse kan transfüzyonu planlanabilir. Myomun ilaç tedavisinde GnRH analogları, progestinler, danazol ve non steroidal antiinflamatuar ilaçlar tercih edilir. İlaç tedavileri myomu tam olarak ortadan kaldırmazlar ancak boyutunu küçültüp cerrahiye yardımcı olmak ve kanamayı azaltmak için verilir. Cerrahi gereken hastalar ilaç tedavisine cevap vermeyen, hızlı büyüyen, menapoz sonrası büyüyen, infertiliteye ve tekrarlayan düşüğe yol açan, ağrı ve bası semptomları yapan, aşırı büyük, malignite ayırıcı tanısı yapılamayanlardır. Bunlar yerleştiği yere, boyutuna göre histereskopik, açık veya laparoskopik olarak çıkarılabilir. Gebelik planlanmayan ve ameliyat olamayanlarda uterin arter embolizasyonu denilen yöntemle rahime giden damarlar tıkanarak myom büyümesi önlenir. Ancak bu yöntem nadir de olsa menapoza neden olabilir.
Sonuç olarak myomlarınız varsa ya da geçmişte olduysa, doktorunuz tarafından düzenli bir şekilde kontrol edilmelisiniz. Düzenli kontroller yaptırmak ve uyarıcı belirtiler hakkında dikkatli olmak tedavi gerektirebilecek değişikliklerden haberdar olmanıza yardımcı olacaktır.
Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Telefon/Whatsapp : 05065842109