Anne ve baba adaylarının gebelik boyunca en çok düşünüp karar vermekte zorlandığı konu doğum şeklidir. Çoğu anne adayı kendiliğinden başlayan, bebeği ve daha az riskli olduğunu düşündüğü normal doğuma yönelmektedir.Normal doğum ve sezaryen birer doğum şekli olup, kendilerine ait avantaj ve dezavantajları vardır. Doğum şekline karar verirken bunlar göz önünde bulundurularak, çiftler karşılıklı karar vermelidirler ve herhangi bir doğum şeklinde ısrarcı olmamalıdırlar. Takipler sırasında bebeğin gelişiminin normal sınırlarda seyrettiği ve annenin vücut yapısının uygun olduğu durumlarda normal doğumun gerçekleşmesi mümkündür.
Normal doğum, doğumun mümkün olduğunca müdahale edilmeden gerçekleştirildiği süreçtir. 37-42 haftalar arası düzenli uterin kontraksiyonların başlamasından bebeğin doğması ve plasentanın çıkması ile sonuçlanan fizyolojik bir olaydır. Her doğum kendine özeldir.
Normal doğumun başladığının belirtileri nişan denilen kanlı mukuslu akıntının gelmesi, suyun gelmesi, düzenli sancıların başlaması, bel ağrısı, sık idrara çıkmadır. Bazı anne adaylarında rahatlama, kilo kaybı ve enerji artışı görülebilir.Doğum süreci 2 ila 18 saat arasında sürebilmektedir. İlk doğumlar ile 2. veya 3. doğumlar arasında fark olabilmektedir. Normal doğum 3 evreden oluşmaktadır. Birinci evrede rahimde başlayan ve giderek sıklaşıp artan kasılmalar ile 14-18 saatlik süreçte rahim ağzının 9-10 cm’e kadar açılması beklenir. Bu süreçte annenin kasılmaları ve bebeğin kalp atımları düzenli aralıklarla monitorize edilir. 2. evrede ise bebeğin doğumu gerçekleşir. 3. ve son evrede ise bebeğin plasentası denilen eşinin doğumu tamamlanır. Normal doğum sırasında genellikle ilk doğumunu yapan gebelerde doğumu gerçekleştiren hekim tarafından doğumu kolaylaştırmak ve daha kontrollü bir doğumu sağlayabilmek için vajinal açıklığın genişletilmesi amacıyla vajinal duvara epizyotomi denilen kesi yapılabilmektedir. Bu kesi hattı bebeğin ve eşinin doğumunun ardından hekim tarafından uygun şekilde onarılmakta ve 1-2 hafta içinde hızlı bir şekilde iyileşmektedir.
Normal doğumun avantajları doğum sonrası anne birkaç saatte normal aktivitesine geri döner, kısa sürede emzirmeye başlar. Eylem esnasında kasılmaları sağlayan oksitosin hormonu, anne sütünün gelmesini de uyarmaktadır. Hastanede kalış süresi 24 saat olup gebelik öncesi yaşantıya kısa sürede dönülmektedir. Normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerin doğum kanalından geçerken faydalı bakteriler ile karşılaşması bebeğin bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Ayrıca bebeğin akciğerlerindeki amniyon sıvısının atılmasının kolaylaşması ile solunum sıkıntısı gelişme riski daha az görülmektedir.
Normal doğumun dezavantajları eylemin fazla uzaması bebeğin oksijensiz kalmasına, ileriki yaşantısında zeka–motor fonksiyon geriliğine yol açabilir. Ikınmanın yetersiz olması; bebeğin kalp atışlarında bozulma gibi nedenlerle vakum uygulaması gerektirebilir. Bebeğin başının doğumunun ardından, omuz takılması ve buna bağlı problemler görülebilir. Doğum esnasında oluşabilen yırtıklardır. Bu yırtıklar epizyotomi uygulanan doğumlarda bile görülebilir. İleride dışkı tutamama sorunlarına yol açabilir. Normal doğuma bağlı gelişebilecek mesane sarkması; ileriki hayatında genellikle ameliyat gerektirecek idrar kaçırma şikayetlerine yol açabilir.
Doğum ağrısı genellikle şiddetli olan bir ağrıdır. Annenin daha önce tecrübe etmediği bu uzun süreli ağrılı süreç annenin yorgun düşmesine de neden olabilmektedir. Günümüzde birçok merkezde epidural anestezi denilen bölgesel anestezi tekniği ile anne adayları için bu süreç daha ağrısız hale getirilmektedir.
Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Telefon/Whatsapp : 05065842109